"RA"(O) birin yasası

"Harabat ehlini hor görme zakir, defineye malik viraneler var."... Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine o meşhur sözü söyleten hikaye... Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin Şakir ve Zakir adında iki oğlu vardır.  Zakir adı gibi sürekli hakkı zikirle meşgul salih bir evlattır.  Şakir ise meyhaneden çıkmayan, ayık dolaşmayan biridir.  Bir gün İbrahim Hakkı Hazretleri Zakir’i alır yanına birlikte bir yere gideceklerini söyler.  Giderlerken meyhanenin önünde Zakir’e beklemesini söyler, içeri girer.  Oğlu Şakir masa başında sızmıştır. Meyhaneciye, oğlunun ne kadar borcu olduğu sorar ve tüm borcu kapatır, Zakir’le beraber yola devam ederler. Babasının çıkması ardından Şakir uyanır, borcunu ödeyip kalkacaktır. Meyhaneci “borcun yok, baban ödedi” dediğinde, müthiş biri haya duygusu kaplar benliğini ve peşlerine düşer. İbrahim Hakkı Hazretleri ve Zakir bir uçurumun kenarındadır ve babası oğluna: Kırklar’dan biri vefat etti, atla, kırklara karışasın, der.  Havada...

Halife Harun Reşid ve Bermeki Kabilesi Abbasilerin beşinci halifesi Harun Reşid (763-809) Bermeki Kabilesi mensuplarına çok değer verir, tüm kademeleri ile ordu onlarla dolmuş, devlet âdeta onlardan sorulmaya başlanmış.  O kadar ki, başka kabilelere mensup insanlar, iş bulabilmek için Bermeki Kabilesi önderlerinden referans bulmak zorunda kalmışlar. Halife Harun Reşid, çok sevdiği ve değer verdiği veziri Yahya el-Bermeki ile sarayının bahçesinde dolaşırken, elma ağacındaki bir elma dikkatini çekmiş.  Çok güzel görünüyormuş. Koparmak için birkaç hamle yapmış, ama başaramamış.  Vezirine dönmüş: “Bir de sen dene bakalım.”  Vezirin de boyu yetmeyince, bir teklifte bulunmuş: “Şöyle çömeliverseniz de omuzlarınıza bassam elmayı kolayca koparabilirim.” Harun Reşid tereddüt etmeden çömelmiş.  Vezir Yahya el-Bermeki, Halife’nin omuzlarına basarak elmayı koparmış: “Buyrunuz efendim, âfiyet olsun.” Harun Reşid elmayı ısırmış.  O kadar lezzetliymiş ki, onu yetiştiren ba...

Taşlaşmış yüreğin, vücut bulmuş hadsiz kişilerin sonudur Recm. İslamı öyle tarif eden sapkın ve müslüman olduğunu düşünen zalim nefsi ile bir günahı Recm ile cezalandırmak isteyen güruh düşünün başkalarının ayıbını görebilecek kadar günahına günah yükleyebilen bir günahkar olanın elinden çıkacak taş bedel olarak atacak olanın başına atılmalı, o taşı atabilme hakkı ancak günahsız sabilerindir ama onlar bile kusur görenler gibi merhametsiz değiller, deneyin bir çocuğun eline verilen taşı suç isnat edilene yüzüne atmasını isteyin atamaz çünki; onun merhameti allahtandır. Düşünün sabinin merhameti bu ise allahın merhameti sizce ne olur. Sorun şimdi günahkar azgın nefsinizle atan siz olsa idiniz ahiretteki allahın size merhametinin sizin başkasına olan merhametiniz gibi olabileceğini. Sizi ilgilendirmeyeni şeyleri araştıranlar ancak cahillerdir. Kusur gösteren, gören kadar kusurludur. Fitneyi yayan, doğuran suçludur; sebep olan değil. Hiçbir zaman hayatta kişiler ve olaylar ile ilgili gördü...

Bir dilin harfini imar eden insana o harflerini ilham eden allahtır, şeytan ise dili sen yazdın, dinini bu dil ile vahyettin. insan ise dini de insan yazdı dedirten bozulmuş dinlere tahtını kuran şeytan. Cin ve meleklerin hocası idi kovulmuş şeytan kimin ilmi ile kime sed kuruyor. Kur'anin ayetlerini bölük pörçük edip yine senin karşında sana sed kurmadı mi? Her konuyu kendi yorumuyla seni yolundan alıkoymadımı?  Biri iki gösterip yeni habil ve kabilleri doğurmadı mi? Bizi bize kışkırtmadı mi? Bizi birlikten alıkoyan hakkin yolunda duran yoldan ayıran hep o olmadı mı? Allah birlik isterken, şeytan ise ikilik demedi mi? Bizim derdimiz hep dünyayı nasıl tevhidde buluşturabiliriz diyenlerdik. Sahte kahramanlara bağlanmış düzenlerde büstü olandan nefret edenlere ve haksız dayatılmış sevgiden.  Putperestliğin günümüz şekilcilik ve duygusal putperestlikten sıkılmışlara. Kan dökmeyen, cihadı sadece toprak ve at üstünde olarak yorumlamayanlara, zamanın şartlarına göre  kılıcın ve...